Hak-İş’e bağlı Enerji İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Altınsoy ve Yönetim kurulu Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar’ı ziyaret etti.
Türkiye ve Dünya gündeminin ele alındığı toplantıda konuşan Enerji İş Genel Başkanı Mahmut Altınsoy; ‘‘Yeniden büyük Türkiye hayallerine her alanda ulaşmak için çalışan Türkiye, tuzaklarla, darbelerle, türlü hainliklerle pes etmeyecektir. Kırk yıldan beri bu ülke insanını kandıran FETÖ örgütü halkımız tarafından dört saat içerisinde bertaraf olmuştur.
Bundan sonraki süreç için Türkiye’nin enerjisini daha doğru zeminde harcaması gerektiğini bizlere gösteren 15 Temmuz darbe kalkışması, bize büyük bir ders vermiştir.
Maneviyatı çalınmak istenen ülke insanımızın dirayetli duruşu, şer odaklarının bütün tuzaklarını yıkmıştır. Bizler attığımız bütün adımlarda daha güçlü bir Türkiye için, işçisi ve memuru ile kol kola girerek büyümek için enerji harcamalıyız. Kaybedilen her bir dakika Ülkemizin yarınlarına vurulmuş bir hançerdir.
Özellikle darbe kalkışmasının ilk dakilarından itibaren halkımızı motive eden, meydanlara çağıran din görevlilerine huzurunuzda teşekkür ediyor. Bu ülkenin manevi kuvvetleri ile silahlı kuvvetlerinin verdiği mücadeleyi hiçbir surette unutmayacağımızı bilmenizi istiyoruz’’ dedi.
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar; ‘‘Kardeş konfederasyon Hak-İş Konfederasyonumuzun güzide sendikası olan Enerji-İş Genel Merkez yönetiminin bu ziyareti bizi ziyadesi ile mutlu etmiştir’’ dedi.
15 Temmuz darbe kalkışmasında Memur-Sen ve Hak-iş’in verdiği mücadeleye değinen Bayraktutar şöyle konuştu; 1453 yılında İstanbul’un Fethi, arkasından Çanakkale savaşı yenilgilerini hazmedemeyen haçlı dünyası ülkemize türlü yollarla saldırmaya devam edecektir. Her zaman kendisi için beslediği bir haini bulacak olan bu şer odakları son tuzak için FETÖ örgütünü kullanmıştır.
Halkımızın masum duygularını çalan, dini inançlarını kullanarak büyüyen bu örgüt yıllarca şizofren gözyaşları dökerek bu insanların manevi duygularıyla oynadı.
Yıllarca kene gibi, çalışanın maaşına, çiftçinin mahsulüne, tarladaki buğdaya, kapıdaki buzağa, kurbandaki posta, esnaftaki kazanca göz dikti...
Yıllarca Allah rızası için diyerek mazlumun öşrünü, fitresini, zekâtını alıp mankurtlaştıracağı öğrenciler yetiştirdi...
Fakir çocuklar için yardım yapın diyerek zengin hizmeti yaptı.
Bir fakir öğrenciyi ne yurtlarında, ne okullarında ne de dershanelerinde barındırmadı...
Sorulduğunda pişkince biz zengin hizmeti yapıyoruz diyerek ari cemaat çizgisini korudu...
Yıllarca fakirden fukaradan toplayıp işine yarayacak kişiler yetiştirdi...
Analar babalar sigara kullanmayan, içki içmeyen çocukları ile övünüp onların ne kadar temiz yetiştirildiğiyle övündü.
Ailelerinden bile kendilerini gizleyen gizli bir yapı oluştu.
Yıllarca sizin abinizdir dedikleri kişiler gerçek isimlerini gizleyip Fatih oldu, Selim oldu, Yavuz oldu ama bir türlü kendileri olamadı.
Yıllarca dindar insanlarımızın duygularını kullanıp zekatlarını senet yaptırdı, evine ekmek götüremeyen insanları senete, çeke mahkum etti...
Zekatını ödeyemeyen insanımızdan banka tahsilatları ile paralarını Söke söke aldı.
Zekatın bile faizini ödeterek adına Allah rızası denildi.
Kendilerinden olanlar aniden yükselişe geçerken, topluma biz büyük adamlar yetiştiriyoruz diyerek türlü özendirmeler yaptı...
Daha seksenlerde biz devlet içinde bir devletiz dediklerinde hiç kimse bunlar ne diyor deyip, dönüp bakmadı.
Göstere göstere devlet içinde devlet olmaya devam etti.Gün gelecek dünyanın süper gücü olacağız diyen Fetö bunu bende göreceğim deyip 15 temmuz darbesinin hayalini kurdu, kurdurdu.
Kibir ve kendini beğenmişlik ile sınır tanımayıp devleti değiştirip yerine yenisini kuracağını daha yirmi yaşındayken hayal etti.Dünyanın 176 ülkesinde okullar kurdu, bir Allah'ın kulu çıkıp bu adam bu okulları nasıl kuruyor? Bu adam bu gücü nerden alıyor diye sormadı, soramadı...
Devleti kurmak için yanına giden Erdoğan'ın "önce bunları bitirmeliyiz" sözünü yıllarca unutmadı...Devlet güçlendi, o bu güçten korktuğunu belli etmemek için göz dağı vermek istedi.
Türkçe olimpiyatları adı altında milyonları statlara toplayıp millet vekillerini, bakanları, başbakanları çağırıp gelin gücümüzü gözlerinizle görün deyip, aba altından sopa gösterdi...Kasetler, komplolar, suikastler, tapeler sonuç vermeyince cifir büyüleri ile beddua seansları düzenledi...
Peygamber kamyon kasalarında ona göründü, Ali amcanın arsasını almak için düzenli olarak peygamber onun rüyalarında arsa-mal mülk sahibi olanlara selam gönderdi...Hoca efendi uyumaz diyenler bu adamın rüyaları uyumadan nasıl gördüğünü açıklayamadı.
Uyumadan kendisine görülenler için bu adam şizofren mi diye sorulduğunda 'sakın ha, çarpılırsın' diyerek Kutsi cevaplar verildi.Kur'an okunmadı ama Kur'anı pırlanta serileriyle yorumlayıp, Kur'ana gerek yok deyip alternatif çıkardı...
Şer odaklarının bir maşası olarak çağdaş Lavrensler yetiştirip bu ülkenin imanını çaldı.
Fakat oyunlardan, tuzaklardan üstün olan tuzak kurucuyu hiç hesaba katmadı. Yüce Allah bu ülke insanının yüreğine 15
Temmuz’da bir yeniden doğuş nüvesi koydu. 40 Yıldan beri hesaplanan tuzakları halkımız 4 saatte yıktı, bertaraf etti’’ ifadelerini kullandı.
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar 15 Temmuz Şehitlerinin yer aldığı özel bir tabloyu Enerji İş Genel Başkanına hediye ederken; Bu tabloyu çalışma odanıza asın, her gün işe başlarken 15 Temmuzda yapılan hainliği hatırlayın ve Yeniden Büyük Türkiye için daha fazla ne yapabiliriz düşüncesiyle kendinizi motive edin. Biz artık eskisinden daha fazla bir olmalı, birlik olmalı, iri ve diri olmalıyız’’ şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder